Şiir: Anlam Arayışı Bir düş peşinde, bilmediğim diyarlarda, Kalbimde yanan o eski ateşle. Her adımda kaybolurken yollarım, Seni ararım, gizlendiğin yerde. Yıldızlar sönerken, geceye karışır gölgem, Bir fısıltı gibi adın yankılanır. Sensizliğin ortasında bulduğum teselli, Belki de varlığını hissedişimdir. Anlam bulur bazen gözlerimde hayalin, Bir yağmur damlasında seni görürüm. Ve bir an, o kısa anlık sessizlikte, Bir bütün olurum aşk denen özlemle. Bir yolculuksa bu hayat dediğimiz, Aşk o yolda ışık tutan bir umut. Sonsuz bir arayış belki de mutluluk, Sana varmak, işte gerçek kurtuluş.
Kayıtlar
Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Yaylanın Dumanı Ali, köyden çıkıp dağlara, yaylalara giderken yanına sadece babasından kalan eski pusulayı almıştı. Yaylanın serin rüzgarı yüzünü okşarken, gençliğinden beri her fırsatta geldiği bu yerin, anılarını nasıl da sakladığını düşündü. Çocukken, babasıyla birlikte koyunları otlatmaya geldikleri yayla artık ona yalnızca geçmişi hatırlatıyordu. O sabah, köyden ayrılıp dağa vardığında, yaylayı kaplayan dumanla karşılaştı. Bu duman, ona hep garip bir huzur verirdi. Sanki bu yoğun sis, ona her şeyi unutturmak, tüm yüklerini yaylanın sessizliğinde bırakmak istiyordu. Duman, dağları sararken, eski günlerden kalma bir görüntü gözünün önüne geldi: Babası, Ali’nin elinden tutmuş, ona dağlardaki bitkileri gösteriyordu. Gözlerinde geçmişe duyulan bir özlemle yürümeye devam etti. Taşlara oturup manzarayı izlerken, dumanın arasından beliren küçük bir kulübeyi fark etti. Daha önce hiç görmediği bu kulübe, ona bir şeylerin işareti gibiydi. Yavaşça kulübeye doğru yürüdü, eski tahtalarla yapılm...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Edebiyat Dil ve İnsan Denemesi Konuşması **"Dil ve insan… Ah, bu ikisi birbirine ne kadar da derinden bağlı! Dili düşündüğümde içimde bir sıcaklık hissediyorum; kelimeler, duygularımın en güçlü taşıyıcısı gibi. Birine 'seni seviyorum' demek, kalbimden bir parçayı karşımdakine sunmak gibi. Duygularım, dilin içine akıyor ve o kelimelerle dünyayı farklı bir renkte görüyorum. Bir annenin çocuğuna fısıldadığı ilk sözcükler, bir dostun sana 'yanındayım' demesi… Dilin ardında yatan o güçlü sevgi, o güven hissi. Ya da tam tersi, bir kelimenin insanı nasıl derinden yaralayabileceği. Bazen bir kelimenin ağırlığı, taşınamayacak kadar ağır gelir. Dilde saklı olan o hisler, yaşamımızın her anını şekillendiriyor. Sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, korkularımızı… Ve bazen, dilden çok sezgiler konuşur; bir kelimeyi duyarız ama altında yatan duyguyu hemen anlarız. Belki o kelime, söylediğinden daha fazlasını hissettirir. İşte bu yüzden, dil sadece bir araç değil, duygularımızın aynası...
Edebiyat Ellerime Kar Yağıyor Betimleme
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Ellerime Kar Yağıyor Kar usul usul ve sessizce dökülürken pencereye düşünmeye başladım , ne zamandan beri kar bu kadar beyaz ve saftı... Dışarı çıktım etraftaki sessizlik beni huzurlu kıldı. Karın ellerime düşüşü zamanı durdurur gibi her bir kar tanesi geçmişten bir kesit getirir geleceğin belirsizliği ise ellerimde biriken soğukta gizlidir. Hüzünlü bir dinginlik duydum. Ellerime düşen kar dış dünyadan izole olmuş bir huzur anı gibi görünse de, aslında içimde derin bir hüzün barındırıyor. Beyaz bana kırgındı kar taneleri zarif şekilde elime düştüler. Tıpkı duygular gibi her bir tanenin bir hayatı bir sonu vardır. Ellerimde kısa bir süre kalan bu karlar sanki tüm kırgınlıkların sembolüymüş gibi yavaşça yok olur. Ellerimle zaman arasında bir bağ vardı. Ellerime yağan kar, benim zamanla ve hayatla olan ilişkimi simgeler. Ellerim hem geçmişi kavrar hem de geleceğe uzanır ama bu onun kırılganlığı içinde her şey geçici ve naiftir. YAZAN: Ömer Tuğrul Yakşi