Edebiyat Dil ve İnsan Denemesi Konuşması

**"Dil ve insan… Ah, bu ikisi birbirine ne kadar da derinden bağlı! Dili düşündüğümde içimde bir sıcaklık hissediyorum; kelimeler, duygularımın en güçlü taşıyıcısı gibi. Birine 'seni seviyorum' demek, kalbimden bir parçayı karşımdakine sunmak gibi. Duygularım, dilin içine akıyor ve o kelimelerle dünyayı farklı bir renkte görüyorum.

Bir annenin çocuğuna fısıldadığı ilk sözcükler, bir dostun sana 'yanındayım' demesi… Dilin ardında yatan o güçlü sevgi, o güven hissi. Ya da tam tersi, bir kelimenin insanı nasıl derinden yaralayabileceği. Bazen bir kelimenin ağırlığı, taşınamayacak kadar ağır gelir. Dilde saklı olan o hisler, yaşamımızın her anını şekillendiriyor. Sevinçlerimizi, üzüntülerimizi, korkularımızı…

Ve bazen, dilden çok sezgiler konuşur; bir kelimeyi duyarız ama altında yatan duyguyu hemen anlarız. Belki o kelime, söylediğinden daha fazlasını hissettirir. İşte bu yüzden, dil sadece bir araç değil, duygularımızın aynasıdır. İnsanlar dillerinde ne kadar çok his taşırsa, dünyaları o kadar derin ve zengin olur.

Dil, bizi birbirimize bağlar, yalnız olmadığımızı hatırlatır. Onun sıcaklığı, bazen en karanlık zamanlarda bile içimizi aydınlatır. Dil, insanın kalbindeki duyguların dışa yansımasıdır. Ve bizler, bu duygularla dünyayı şekillendiririz.


Bu konuşmada dilin insan üzerindeki duygusal etkileri, kelimelerin hislere nasıl aracılık ettiği ve dilin insanın iç dünyasındaki yankıları üzerine yoğunlaşıldı.

Yazan: Ömer Tuğrul Yakşi 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ders İçi Çalışma Sayfa 88-89

Gezi Yazısı